Çok Yeni Bir Makale: Korona ve Göz Bulguları, Neden-Sonuç İlişkisini Doğru Kurmak İçin Nereden Bakalım?


Bu hafta içinde değerli bir göz hocamız televizyonda canlı yayında aynen ve aynen şunları söyledi; “konjonktuvit’in koronavirüs hastalarında görülme oranı önce %1’den az deniyordu sonra giderek arttı ve %4’lere ulaştı, bu yüzden kırmızı gözü olan tüm hastalar göz muayenesi olmalı”.

Pekiyi haklı mıydı?

Kırmızı gözün allerjik konjonktuvitler nedeniyle artacağı şu bahar aylarında her kırmızı gözü olan insanın acaba koronaya mı yakalandım diyerek göz polikliniklerine koşturup başka hastaları ve sağlık personelini enfekte etme ihtimalini artırma nedeni ile mi haksızdı yoksa elindeki istatistiki bilgiden yola çıkarak ulaştığı sonuç nedeni ile mi?

Belki literatüre çok yeni giren bir makale bu soruya cevap vermemizi kolaylaştırabilir.

Jama Ophthalmology’de Ping Wu ve ark.ları tarafından 31 Mart 2020 tarihinde koronavirüs hastalarında göz bulgularının karakteristiği isimli bir makale yayınlandı. 

(https://jamanetwork.com/journals/jamaophthalmology/fullarticle/2764083)

Özetle şöyle;

Makalede klinik olarak kanıtlı 38 covid-19 hastasının 12’sinde görülen göz bulguları anlatılmış. Bu 38 hastanın 28’inde nazofarengeal RT-PCR testi pozitif iken bunların sadece 2 ‘sinde (%5.2) test konjonktiva sürüntülerinden pozitif çıkmış. Otuzsekiz hastanın 12 sinde görülen göz bulguları; konjonktuvit, konjonktival hiperemi, kemozis, epifora ve artmış sekresyon. Göz bulguları olan hastaların olmayan covid-19 hastalarına göre kan beyaz hücreleri, nötrofil sayıları, prokalsitonin, C-reaktif protein ve laktat dehidrogenaz değerleri daha yüksek bulunmuş. Göz bulguları olan 12 hastanın 11’inde (%91.7) nazofarengeal sürüntülerde RT-PCR testi pozitif sonuçlanmış. Oysa göz bulgulu bu hastaların sadece 2 sinde (%16.7) hem konjonktival hem nazofarengeal pozitiflik varmış.

Şimdi bu verilere bakıp “evet koronavirüs hastalarında 12/38 (%31.6) göz bulgusu var, demek ki göz bulgusu olanlar, gözü kızaranlar hemen muayene olsun” diyebilir miyiz evet diyebiliriz. Ama bu galiba Norveç’te hipertansiyon araştırması yapıp hastaların %98’i sarışın, tüm sarışınlar bir tansiyon kontrolünden geçsin demeye benzeyebilir. 

Esasında iyi bakarsak bu çalışma bize bambaşka bir şeyi anlatıyor. Göz bulgusu olan covid-19 hastalarının durumları, kan tabloları göz bulgusu olmayan covid-19 hastalarınınkine göre çok daha bozuk. Kısaca bunlar hastanede yatan durumları daha ileri olan olgular, buna rağmen sadece 2 tanesinde konjonktiva testleri pozitif çıkmış. Yani göz bulguları hastalığın ileri bir döneminde muhtemelen diğer sistemlerin de bozulması ile ortaya çıkyor. Yani neden sonuç ilişkisi farklı. Göz bulgusundan giderek covid-19 tanısına ulaşalım diye bir sonuca ulaşmak mantıklı görünmüyor. Varacağınız tek bir sonuç şu olabilir, kırmızı göz olup başka bulgusu olmayan bir hastada covid-19 akla gelecek son ihtimal olmalıdır. Bu yüzden lütfen kırmızı gözlü, konjonktuvitli hastaları göz kliniklerine davet etmeyiniz. 

Bu makaledeki Tablo 2, göz bulguları olan hastaların ne durumda olduklarını çok güzel özetliyor. 

Tablo 2: Oküler Manifestasyonları Olan 12 Hastanın Karakteristik Bulguları

K: Kadın, E: Erkek * yeni coronavirus pnömoni derecelendirmesi

K: Kadın, E: Erkek * yeni coronavirus pnömoni derecelendirmesi

Tabloya bakıldığında bu hastaların genelde ateşi olan, orta şiddetin üstünde covid-19 kliniği gösteren, pnömoni yaşayan, akciğerle ilişkili bulguları olan, hemen hepsi nazofarenks PCR’ları pozitif olan hastalar olduğunu görüyoruz. Göz bulgularına rağmen çok azının konjonktival sürüntüleri pozitif. Tablo’daki 4 numaralı hastaya dikkat edilirse en fazla göz bulgusunun bu hastada olduğunu ama aynı zamanda bu hastanın sistemik olarak en ağır durumdaki hasta olduğunu görüyoruz, buna rağmen konjonktiva PCR’ı negatif.

Yine çalışma göz bulguları olamayan Covid-19 hastalarına göre göz bulguları olan hastaların kan tablolarının anlamlı derecede daha bozuk olduğunu gösteriyor. Makale okunduğunda  bununla da ilgili detaylı bir tabloyu da görmek mümkün.

Yine makalede yazarlar şu saptamaları da yapmışlar.

1. SARS-CoV-1’le kıyaslandığında, SARS-CoV-2 benzer bağlanma reseptörlerine ve benzer sistemik patolojik özelliklere sahipler. Ve epidemiyolojik karakteristikleri de benzerlik gösteriyor. SARS-CoV-1 replikasyonunun konjonkuvit ve diğer göz hastalıklarına yol açtığı gösterilmemişse de yayınlar gözü potansiyel bir geçiş yeri olarak göstermişler. Gözün SARS-CoV-2’de de aynı nedenlerle geçiş yeri olabileceği kabul edilmektedir.

2. Konjonktuvit ve gözyaşında virüsün tespiti olsa da SARS-CoV-2 ile göz bulgularını direk ilişkilendirebilecek bir bilimsel kanıt şu ana kadar yoktur.

3. Bu çalışmada göz bulgularının şiddetli pnömoni olan olgularda ortaya çıktığını rapor edilmiştir.

Sonuçta bu makaleye bakarak şunu diyebiliriz ki göz bulguları olan hastalar anlamlı derecede covid-19 kliniği olan hastalardır. Kırmızı gözden ya da konjonktuvitten yola çıkarak covid-19 tanısına gitmeye çalışmak sağlıklı bir yaklaşım olmayacaktır. Kırmızı gözlü hastaları bu amaçla  göz kliniklerine davet edilmesi son derece olumsuz sonuçlara yol açma potansiyeline sahiptir.

Hazırlayan ve Derleyen: Dr. İzzet Can