Surgisphere: Hükümetler ve Dünya Sağlık Örgütü, ABD Merkezli Küçük Şirketin Şüpheli Verilerine Dayanarak COVID-19 Politikalarını Değiştirdi.

Son 15 günde en itibarlı bilimsel tıp dergilerinde Covid-19 enfeksiyonunun tedavisinde hidroksiklorokinin etkinliği ve yan etkileri konusunda 2 ayrı çalışma yayınlandı.


Bu çalışmalarda; ülkemizde de Covid-19 enfeksiyonu hastalarında hemen hemen rutin olarak kullanılan hidroksiklorokin ilacının etkili olmadığı, hatta ciddi kardiyolojik yan etkilere yol açabileceği öne sürüldü. Bu çalışmalar hakkında dünyada ve ülkemizde tartışmalar sürerken Dünya Sağlık Örgütü hidroksiklorokinin etkinliği konusunda yürüttüğü çok merkezli çalışmayı durdurdu. Fakat sürpriz bir gelişme yaşandı ve çalışmalar yayınlandıktan 15 gün sonra verileri toplayan Surgisphere firması, verilerinin doğruluğunda sorun olduğunu belirtti ve çalışmalar geri çekildi.


Bu konu; pandemi dönemi olduğu için bütün bilgilerin önemli olabileceği görüşünden yola çıkılarak bilimsel yayınların ciddi bir hakem denetiminden geçmeden veya hızlı geçerek yayınlanmaları ile açıklanabilse de pek çok soru işareti taşımaktadır. İlişikte bu konuda the Guardian’da yayınlanan bir yorumu sizlere iletiyoruz. 

Giriş Yazısı: Dr. Feyza Önder

Görünüşe göre çalışanları arasında bir bilim kurgu yazarı ve bir erotik model de içeren Surgisphere, New England Journal of Medicine ve Lancet dergilerinin hidroksiklorokin çalışmalarına veri sağladı.Dünya Sağlık Örgütü ve pek çok hükümet, Covid-19 ile mücadele politikalarını ve tedavi algoritmalarını bu az bilinen ABD merkezli sağlık hizmetleri veri analiz şirketinin hatalı verilerine dayanarak değiştirdi. Bu durum, akıllarda dünyanın en prestijli tıp dergilerinden bazılarında yayınlanan anahtar çalışmaların güvenilirliğine dair soru işaretleri bırakıyor.

The Guardian gazetesinin araştırması, çalışanları arasında bir bilim kurgu yazarı ve bir erotik model de bulunan ABD merkezli Surgisphere şirketinin, şirketin başkanının da yazarları arasında olduğu Covid-19 konulu makaleler için veri sağladığı, fakat çalışmaların metodolojisi konusunda tatmin edici bir açıklama yapamadığını ortaya çıkardı.

Şirketin dünya genelinde binin üzerinde hastaneden yasal yollarla elde ettiğini iddia ettiği hasta verileri baz alınarak yayınlanan bilimsel makaleler, Latin Amerika ülkelerinde Covid-19 tedavi politikalarının değiştirilmesine yol açtı. Sözkonusu makalelere dayanarak, DSÖ ve tüm dünyadan araştırma merkezleri de tartışmalı ilaç hidroksiklorokin ile ilgili deneylerin durdurulması kararı almıştı. Çarşamba günü, DSÖ hidroksiklorokin deneylerinin kaldığı yerden devam ettirileceğini açıkladı.

Dünyanın önde gelen tıp dergilerinden ikisi olan Lancet ve New England Journal of Medicine, Surgisphere verileri kullanılarak yapılan çalışmaları yayınlamıştı. Çalışmaların yazarları arasında firmanın başkanı Sapan Desai de yer almıştı.

Salı günü, The Guardian ile görüşme sonrası, Lancet dergisi yayınlamış oldukları çalışma ile ilgili “endişelerini belirten” bir yazı yayınladı. New England Journal of Medicine de benzer bir açıklamada bulundu.

“Verilerin güvenilirliği ile ilgili endişeler ortaya çıktığından” Surgisphere ile ilişkisi olmayan yazarlar tarafından, verilerin kaynağı ve geçerliliğinin araştırılması için bağımsız bir denetmen görevlendirildi.

The Guardian gazetesinin araştırmasına göre:

·    Surgisphere çalışanlarının bir kısmı ya çok az bilimsel eğitim altyapısına sahip ya da hiç bilimsel altyapıları yok. Şirketin bilim editörü olarak çalışmakta olan kişi aslında bir bilim kurgu yazarı ve özgeçmişine göre tam zamanlı işi yazarlık. Pazarlama müdürü ise aynı zamanda çeşitli organizasyonların videolarında oyunculuk da yapan bir erotik model ve stand hostesi.

·    Şirketin LinkedIn sayfasında 100’den az yakipçi mevcut ve profillerinde geçen haftaya kadar sadece 6 çalışana sahip oldukları görülüyor. Çarşamba günü ise çalışan sayısı 3 olarak güncellenmiş.

·    Surgisphere’in iddiası dünyadaki en büyük ve hızlı veritabanlarından birine sahip oldukları yönünde fakat şirket internette neredeyse hiç varlık göstermiyor. Twitter hesaplarında 170’den az takipçi mevcut ve Ekim 2017 – Mart 2020 arasında hiç gönderi yok.

·    Pazartesi gününe kadar, Surgisphere’in internet sitesi ana sayfasında bulunan “bize ulaşın” butonu bir kripto para websitesine yönlendirilmiş durumdaydı. Bu durum, hastanelerin verilerini veritabanına aktarabilmek için şirketle nasıl iletişim kurduğu hakkında da soru işaretleri doğurdu.

·    Desai’nin ismi, Surgisphere veritabanı ile ilgisi olmayan üç adet tıbbi malpraktis davasında geçmekte. The Scientist dergisindeki bir röportajında Desai, suçlamaları “asılsız” olrak nitelendirmişti.

·    Desai, 2008’de bir kitlesel fonlama sitesi olan Indiegogo’da, giyilebilir bir “daha önce mümkün olduğunu hayal bile edemeyeceğinizi elde etmenizi sağlayacak, yeni jenerasyon insan geliştirici cihaz” kampanyasını yayınladı. Cihazın yapımı hiçbir zaman gerçekleşmedi.

·    Desai’nin Wikipedia sayfası, Surgisphere ve kötü ünü nedeniyle silindi.

Çarşamba günü gerçekleşen basın toplantısında DSÖ, veri güvenliği izleme komitesinin, Covid-19’lu hastalarda hidroksiklorokin tedavisinin ölüm riskinde artışa sebep olmadığını açıklaması üzerine dünya genelinde yürüttüğü hidroksiklorokin deneylerine devam edeceğini açıkladı. 

DSÖ genel direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, birtakım potansiyel ilaç tedavilerini araştıran Solidarity deneyinin tüm bölümlerinin devam edeceğini açıkladı. Şimdiye kadar, 35 ülkede 3500’ün üzeride hasta deneye dahil edilmişti.

 Tedros, “Mortalite ile ilgili sahip olunan veriler baz alındığında; komite üyeleri, deney protokolünde değişiklik yapmaya gerek olmadığını öne sürmekte. İdari birim, komitenin tavsiyesi üzerine Solidarity deneyinin hidroksiklorokin de dahil tüm kollarının devam ettirilmesini uygun buldu” şeklinde açıklamada bulundu. 

Lancet çalışması hakkında şüpheler

Geçen birkaç haftada, tıp camiasında Surgisphere ile ilgili şüpheler gittikçe arttı. 

22 Mayıs’ta Lancet dergisinin yayınladığı dikkat çekici bir çalışma, Donald Trump’ın da kullandığı antimalaryal hidroksiklorokin ilacının Covid-19’lu hastalarda mortaliteyi arttırdığı ve kalp hastalığı insidansında artış ile ilişkili olduğunu iddia etmekteydi.

Trump, bilim camiasının canını sıkarak, Covid-19’da tedavi edici etkisi konusunda kanıt olmamasına rağmen hidroksiklorokini “mucize ilaç” şeklinde açıkça övmüştü.

Desai’nin de yazarlarından biri olduğu Lancet çalışması, Surgisphere’in dünya genelinde 1200 hastaneyi içeren veritabanının 671 hastanesinden, -sadece hidroksiklorokin veya antibiyotik ile kombine hidroksiklorokin kullanan- neredeyse 96 000 Covid-19’lu hastadan elde edilen verilerin analiz edildiğini iddia etmişti.

Negatif sonuçlar, dünya çapında haberlere konu olmuş ve DSÖ’yü global deneylerindeki hidroksiklorokin kolunu durdurması konusunda yönlendirmişti.

Fakat günler sonra, The Guardian Avusturalya, çalışmada yer verilen Avusturalya verilerindeki dikkat çekici hataları gözönüne sermişti. Çalışmada, araştırmacıların Surgisphere üzerinden 5 hastaneden elde ettikleri verilere göre 21 Nisan itibariyle 600 Avusturalyalı Covid-19 hastası ve 73 Avusturalyalı hasta ölümü mevcuttu. 

Çelişkili bir biçimde, Johns Hopkins Üniversitesi verilerine göre 21 Nisan itibariyle Avusturalya’da Covid-19 nedenli ölüm sayısı sadece 67 idi. 23 Nisan’a kadar ölü sayısı 73’e yükselmedi. Desai’nin açıklaması, Avusturalya verileri içine yanlışlıkla bir Asya hastanesinin de katıldığı, bu nedenle vaka sayısının fazla gözüktüğü yönündeydi. Lancet dergisinin The Guardian’ın haberi sonrası tek düzeltmesi ise Avusturalya verilerinde küçük bir azaltma yapmak oldu.

Bu gelişmeler sonrasında The Guardian gazetesi, Surgisphere veritabanındaki Avusturalya vaka sayılarına ulaşılabilmesi için kooperasyonu mutlaka gerekli olan, beşi Melbourne’da, ikisi Sydney’de bulunan yedi hastaneyle iletişime geçti. Hastanelerin hepsi veritabanındaki vaka sayılarında kendilerine ait vakaların olduğunu reddetti, hatta Surgisphere’i hiç duymadıklarını belirttiler. Desai, hastanelerin açıklamaları üzerine sorulan sorular karşısında sessizliğini korudu.

Surgisphere veritabanını kullanan -ve yazarları arasında Desai’nin de olduğu- bir başka çalışma, ağır Covid-19 hastalarında antiparaziter ilaç İvermektin’in ölüm oranlarını düşürdüğü öne sürmüştü. Çalışma, hakem değerlendirmesi olmadan ve tıbbi bir dergide yayınlanmadan, Sosyal Bilimler Araştırma Ağı (SSRN) e-kütüphanesinde yayınlandı, ve bu çalışmaya dayanarak Peru hükümeti İvermektin’i ulusal Covid-19 terapötik kılavuzuna ekledi.

New England Journal of Medicine dergisi de Surgisphere verileri baz alınarak yazılmış, Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki toplam 11 ülkede bulunan 169 hastaneden elde edilmiş Covid-19 hasta verilerinin kullanıldığı, hakem onaylı bir Desai çalışması yayınladı. Çalışmaya göre anjiotensin-dönüştürücü-enzim inhibitörleri ve anjiyotensin-reseptör blokörleri olarak bilinen, sık kullanılan kardiyovasküler ilaçlar, Covid-19 hastalarında artmış zarar riskiyle ilişkili bulunmadı.

Çarşamba günü, NEJM ve Lancet dergileri, hidroksiklorokin çalışması ile ilgili endişelerini dile getiren, saygın kardiyolog Mandeep Mehra’nın başyazar olduğu, Desai’nin ise yazarları arasında listelenmiş olduğu bir yazı yayınladı. 

Lancet editörü Richard Horton, The Guardian’a yaptığı açıklamada; “Surgisphere tarafından toplanmış olan verilerin güvenilirliği konusunda soru işaretleri doğması nedeniyle, bugün bildirdiğimiz Endişe İfadesi şuan ileri incelemededir. Haftaya sonuçlanmasını beklediğimiz bağımsız bir veri değerlendirmesi yürütülmektedir ve değerlendirme sonucunda Mandeep Mehra ve meslektaşları tarafından yazılmış olan makalenin bulgularının geçerliliği açısından daha fazla bilgiye sahip olmayı umut etmekteyiz.”

Surgisphere ‘ansızın ortaya çıktı’

Bilim camiasını en fazla şoke eden durumlardan biri, Desai tarafından 2008’de bir tıp eğitimi şirketi olarak kurulan ve ders kitapları yayınlayan Surgisphere’in nasıl böyle güçlü bir uluslararası veritabanına sahip olduğu konusuydu. Sözkonusu veritabanı, Surgisphere tarafından yakın bir zamanda duyurulmuş olmasına rağmen, dünya çapında 1200 hastaneden 96 000 hastanın verilerine erişim sağladığını iddia ediyor.

The Guardian’a yaptığı açıklamada Desai, şirketinin sadece 11 kişiyi istihdam ettiğini belirtti. LinkedIn'de, listelenen çalışanların, sadece iki ay önce Surgisphere'e katıldıkları bilgisi yer almaktaydı. Çalışanların birçoğu bilimsel veya istatistiksel bir özgeçmişe sahip olmasa da strateji, metin yazarlığı, liderlik ve edinim konusunda uzmanlıkları olduğundan bahsetmekteler. 

Hidroksiklorokin çalışmalarının sonuçlarını yayınlayan bir web sitesi olan MedicineUncensored’ın işletmecisi Dr. James Todaro şunları söyledi: “Surgisphere, birkaç hafta içinde belki de bu pandemi sürecinin en etkili küresel çalışmasını yürütmek için ansızın ortaya çıktı.”

“Mantık çerçevesinde değil, bu özellikte ve çapta çok uluslu bir çalışmanın mümkün olması için iddia edilenden çok daha fazla araştırmacı gerekir.” 

Desai’nin The Guardian’a yaptığı açıklama ise şöyle: “Surgisphere 2008 yılından beri faaliyet göstermekte olan bir şirkettir. Sağlık alanında veri analiz hizmetlerimiz yaklaşık aynı zamanda başladı ve o zamandan beri büyümeye devam etti. Bu süreci otomatize edebilmek için elimizden geldiğince büyük çapta yapay zeka sistemleri ve makine öğrenimi teknolojilerini kullanıyoruz, ki bu gibi bir işin mümkün olması için tek yol bu.” 

Surgisphere verilerini kullanan çalışmaların metodolojisinden veya Surgisphere’in kendi web sitesinden; şirketin, her bir ülkenin düzenleyici mevzuatları, verilerin korunması ve etik kanunlarına uygun olarak, -sınırlı teknolojiye sahip olanlar da dahil- dünya çapında birçok hastaneden veri paylaşım anlaşmalarını devreye nasıl sokabildiği, farklı dil ve kodlama sistemlerine rağmen nasıl sözkonusu kurumlarla anlaştığı konusu net değildir.

Desai’nin beyanına göre Surgisphere ve şirketin içerik yönetim sistemi olan QuartzClinical, tam olarak zamanını belirtmese de “birkaç yıl önce” başlatılmış olan bir araştırma işbirliğinin bir parçasıydı.

“Surgisphere bir veri toplayıcı görevi görür ve toplanan bu veriler üzerinde analiz yapar. Kaynak verilerden sorumlu değiliz, bu nedenle yoğun işgücü gerektiren; verilerin Elektronik Sağlık Kayıtları’ndan dışa aktarımı, veri sözlüğümüz için gerekli olan formata çevrilmesi ve tam olarak gizlileştirilmesi gibi işler sağlık alanındaki ortaklarımızca yürütülmektedir.”

Bu durum, QuartzClinical web sitesinde yer alan tüm işi kendilerinin yaptığı ve “elektronik sağlık kayıtlarınızı, finansal sisteminizi, tedarik zincirinizi ve kalite programlarınızı başarıyla tek bir platforma entegre ettiği” iddiasıyla çelişiyor gibi görünüyor. Desai, The Guardian tarafından sorgulanan bu bariz çelişkiyi açıklığa kavuşturmadı.

Desai, Surgisphere’in veri elde etme şekli hakkında “Her zaman yerel yasa ve düzenlemelere uygun şekilde. Hiçbir zaman gizli sağlık bilgilerini veya kişisel olarak tanımlanabilir bilgileri almıyoruz.” dedi.

Devlet daireleri için veri entegrasyon projeleri yapan uluslararası bir yönetim danışmanı olan Nous Group'un baş veribilimcisi Peter Ellis, Surgisphere veritabanının “neredeyse kesinlikle bir aldatmaca” olduğu yönündeki endişelerini dile getirdi.

 “Herhangi bir hastanenin gerçekçi bir şekilde yapabileceği türden bir şey değil” dedi. “Kimlik gizlemek sadece hastaların isimlerini gizlemekten ibaret olmayan, zor bir süreçtir. Hastanelerin bunu gerektiği gibi yapma kabiliyetine sahip olduğundan bile şüpheliyim. Bu, ulusal istatistik ajanslarının, bu iş için oluşturulmuş ekiplerle yıllarca üzerinde çalıştığı bir şey. ”

“Surgisphere'in bir yıl öncesine kadar herhangi bir analitik yazılıma sahip olduğuna dair çevrimiçi hiçbir kanıt yok. İnsanların bu veritabanlarına katılmalarını sağlamak bile aylar alır, ağ inceleme panolarını, güvenlik görevlilerini ve yönetimi içerir. Sadece bir kayıt formu ve bir konuşma ile gerçekleşmez.”

Lancet, Covid-19 çalışmaları için veri paylaşımı hakkında bir açıklama imzalayan birçok taraf arasında olmasına rağmen, Desai’nin veritabanından hiçbir bilgi, -herhangi bir hastanenin adı da dahil olmak üzere- henüz kamuya açıklanmamıştır. Lancet çalışması şu anda 120 doktor tarafından incelenmekte.

The Guardian, Desai'ye veritabanı, çalışma bulguları ve kendisinin geçmişi hakkındaki kaygılarla ilgili detaylı bir liste sunduğunda, “Sistemimizin ne olduğu ve nasıl çalıştığı hakkında temel bir yanlış anlaşılma mevcut.

Ayrıca kim olduğumuzu ve ne yaptığımızı itibarsızlaştırmaya yönelik, açıkça bir önyargıyla yapmaya çalıştığınız bazı yanlışlıklar ve alakasız bağlantılar da var” dedi. “Sizin dayanaklarınızla ya da bir araya getirdiklerinizin doğasıyla aynı fikirde değiliz ve bilimsel bir tartışma olması gereken şeyin bu tür bir tartışmaya indirgenmiş olduğunu gördüğüm için üzgünüm.” 

‘İnsan evriminin zirvesi’

Desai'nin geçmişinin incelemesi ile, vasküler cerrahın ABD'de, ikisi Kasım 2019’da açılmış olan üç tıbbi malpraktis davasında adının geçtiğini ortaya kondu. Bir olguda, Joseph Vitagliano, Desai’yi ve yakın zamana kadar çalıştığı Illinois'de bulunan Northwest Community Hastanesi'ni “dikkatsiz ve ihmalkar” olmakla ve cerrahi sonrası kalıcı hasara yol açmakla suçladı.

Northwest Community Hastanesi, Desai’nin Haziran 2016’dan beri hastane bünyesinde çalıştığını fakat Şubat 2020’de cerrahın ‘kişisel nedenlerle’ kendi isteği doğrultusunda görevinden istifa ettiğini doğruladı.

Hastane sözcüsü, “Dr. Desai’nin yetkileri NCH tarafından askıya alınmadı, iptal edilmedi veya başka türlü sınırlandırılmadı” şeklinde açıklamada bulundu. Hastane, malpraktis davaları hakkında yorum yapmayı reddetti. Desai, Scientist dergisi ile yaptığı röportajda, kendisine karşı açılmış davalardaki suçlamaları “asılsız” olarak gördüğünü belirtti.

Hidroksiklorokin çalışmasının yürütüldüğü ve sözügeçen çalışmanın başyazarı Mandeep Mehra’nın da kadrosunda bulunduğu Brigham and Women’s Hastanesi tarafından yapılan açıklama ise şöyle: “Lancet ve New England Journal of Medicine dergilerinde yayınlanan son çalışmaların diğer yazarları Surgisphere'den bağımsız olarak, verilerin güvenilirliği ile ilgili kaygıların gündeme gelmesinden sonra her iki makalede de kullanılan verilerin bağımsız kaynaklarca incelemelerinin başlatılmasını sağlamıştır ”.

Mehra, randomize, klinik çalışmaların önemini ve değerini sürekli vurguladığını ve herhangi bir sonuca varılmadan önce bu tür çalışmaların yapılmasının gerekli olduğunu söyledi. “Bağımsız denetimlerden gelecek ve bir sonraki adımı belirleyecek olan sonuçları heyecanla bekliyorum” şeklinde açıklama yaptı.

Desai’nin şimdi silinmiş olan Wikipedia sayfası, medikal vasıflarının yanı sıra hukuk, anatomi ve hücre biyolojisi alanında doktora ünvanlarına sahip olduğu bilgisini içermekteydi. Uluslararası bir tıbbi konferansın broşüründe, Desai'nin biyografisinde klinik alanda birçok liderlik rolü üstlenmesinin yanı sıra “sertifikalı bir lean six sigma siyah kuşak ustası” olduğu yer almakta.

Bu, Desai’nin ilk iddialı projesi değil. 2008 yılında, Indiegogo web sitesinde Nörodinamik Akış isimli “yeni jenerasyon insan geliştirici cihaz” ını tanıtan Desai, “daha önce mümkün olduğunu hayal bile edemeyeceğinizi elde etmenizi sağlayacağını” iddia ettiği cihazı için kitlesel fonlama kampanyası başlatmıştı.

“Gelişmiş programlama, optimal nöral indüksiyon noktaları ve denenmiş ve gerçek sonuçları ile Nörodinamik Akış, insan evriminin zirvesine çıkmanıza izin veriyor,” şeklinde tanıtılan proje, sadece birkaç yüz dolar toplayabildi ve cihazın yapımı hiçbir zaman gerçekleşmedi.

Nous Group’un baş veribilimcisi Ellis, küresel çapta araştırmacıların, projelerini detaylı olarak inceleme olasılığının ne kadar yüksek olduğu gözönüne alındığında, Desai’nin ürünleri hakkında neden bu kadar cesur iddialarda bulunduğunun belirsiz olduğunu söyledi. 

 “İlk etapta dikkatleri şirketi üzerine çekmek amaçlı yapılmış olduğu hissine kapıldım, ama bunun geri tepeceği çok açık görünüyor.” 

Bugün, Oxford Üniversitesi Nuffield Tıp Fakültesi’nde Yeni Görülen Enfeksiyon Hastalıkları ve Küresel Sağlık Profesörü Prof. Peter Horby şunları söyledi: “Kardiyovasküler ilaçlar ve COVID-19 ile ilgili, aynı araştırmacı grubu tarafından yapılan bir çalışma hakkında NEJM tarafından yapılan benzer bir açıklamayı takiben Lancet'ten yapılan açıklamayı memnuniyetle karşılıyorum. Mehra ve arkadaşlarının makalelerinin geçerliliği ile ilgili ortaya çıkan çok ciddi endişelerin acilen gözönüne alınması ve bu konuda harekete geçilmesi gerekir ve pandemi sırasında editör ve hakem değerlendirmesinin kalitesinin yeterli olup olmadığı konusunda ciddi bir geribildirim yapılmalıdır. Bilimsel yayın her şeyden önce titiz ve dürüst olmalıdır. Acil bir durumda, bu değerlere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.”

Surgisphere: governments and WHO changed Covid-19 policy based on suspect data from tiny US company

Çeviren: Dr. Ekin Ece Oşkan, Dr. Feyza Önder